Hayatın insana ne zaman ne yaşatacağı hiç belli olmuyor. Yalnızlık yalnız bulunca insanı, gelir yanı başında kalır. Hüzün yağar gecelere. Ayıklamaya çalışırsınız mutluluklarınızı… Elleriniz titrek, elleriniz yorgun… Başaramazsınız… Hep yangın hep acıdır payınıza düşen. Hatırlarsınız o mutlu günlerinizi. Derin iç çekmelerinizde saklıdır artık o yârin yüzü…
Benim günlerime gam yağmurları yağıyor. İçimde tarifi imkânsız fırtınalar kopuyor. Anlatsam anlayabilir misiniz? Yaşamayan anlayamaz bu acıyı. Siz 21 yaşında hayatınızı uğruna feda edebilecek kadar çok sevdiğiniz bir insanı hiç beyaz kefende gördünüz mü? Hayır, görmediniz ve dilerim ki hiç görmezsiniz. Ben gördüm. Dağ gibi aslanımı askeri hastane morgunda beyaz kefen içinde gördüm. Sağ tarafından yaklaşmıştım. Yüzünde bir huzur tıpkı melekler gibi uyuyordu. Yaklaştım yanına sol yanağındaki yarayı gördüm. Yüzüstü düşünce taşların kestiği sol yanağını… Ben bakmaya bile kıyamazdım ama o cansız öylece yatıyordu önümde. Siz sevdiğiniz insanın cansız yattığını gördünüzdü hiç? Ben gördüm. Yanağındaki yarayı da gördüm. Bir kıyamet koptu içimde. Haykırdım bağırdım…
Abla ben bakmaya kıyamazdım abla
Abla nasıl kıydılar Ayhan’ıma abla
Abla paramparça yapmışlar Ayhan’ımı abla…
Ellerim saçlarımı yoldu. Tırnaklarım yüzümü parçaladı. Eli iğneliler başucumda belirdi. Siz onu bir tabut içinde morgda bırakabilir miydiniz? Bırakın dedim bırakın yanında kalayım bırakmadılar kucaklayıp aldılar beni ondan. Doyamadım, kıyamadım bakmaya. ‘’Uyan Ayhan’ım uyan ayırıyorlar beni senden uyan’’ dedim uyanmadı. Saçlarımı yoldu ellerim yüzümü parçaladı tırnaklarım ‘’uyan’’ dedim ‘’uyan Ayhan’ım’’ uyanmadı dağ gibi aslanım…
Al bayrak içinde Adana’nın en büyük camisinde, Ayhan’ım hala uyuyor tabut içinde. Ablası tuttu kolumdan ‘’kalk kardeşim bak sevdiğini getirdim sana. Beyaz gelinlikle getiremedim kara yazmalarla yanında bak… Uyan…’’ Ayhan hala uyanmıyor… Tutmuyor dizlerim yığıldım olduğum yere. Sahi sizin hiç dizlerinizi hissetmediğiniz bir an oldu mu?
Siz hiç Aşkınızın üzerine toprak atılırken izlediniz mi? Ben izledim. Gözlerim kan çanağı, yüreğim gam durağı… Sarıldım toprağına anlamıştım artık uyanmayacaktı, bir daha sesini duyamayacaktım, yüzünü göremeyecektim… Öptüm toprağını sarıldım, kapandım üstüne. Yine bırakmadılar tuttular kolumdan. ‘’ben onu burada bırakıp gidemem, yapamam. Bırakın beni yatayım yanına… O yerinde duramazdı kıpır kıpırdı duramazda burada bende kalayım bırakın beni…’’ ben dağ gibi aslanımı toprağa verdim. Kucaklarda taşıdılar tutmuyordu dizlerim…
Belki bu satırları okurken iki damla yaş süzülmüştür gözlerinizden. Belki bu kadar acıyı neden yazdığımı ve sizi üzdüğümü soracaksınız bana. Ben sadece elinizdeki mutluluğun kıymetini anlamanızı istedim. Sizin sevdiğiniz sizden uzakta bile olsa yaşıyor. Sesini duyabiliyorsunuz. Peki, kıymetini biliyor musunuz? Bunu kendinize hiç sordunuz mu?
Hemen sevdiğinizi arayın ve ona onu ne kadar çok sevdiğinizi anlatın. Ben sevdiğimin kıymetini iyi bildim ve hayatımda keş kelere yer vermedim. Sizde hayatınızda keş kelere yer vermeyin…