Köpekbalığı Derisi Gemi Endüstrisine Yol GösteriyorKöpek balıkları, derilerini sürekli olarak temiz tutan ve hızlı yüzmelerini sağlayan yapılarıyla bilim dünyasının ve gemi endüstrisinin dikkatini çekti.
Köpek balıklarının derilerindeki bu kusursuz yaratılış, gemilerin en büyük sorunlarından birine nasıl çözüm oldu?
Yüce Allah bütün evreni yaratışının üstün örnekleriyle birlikte var etmiştir. Gözünüzü her nereye çevirirseniz bu muhteşem yaratılışın bir deliliyle karşılaşırsınız. Sürekli bir yenilik arayışında olan bilim dünyası canlıları inceleyerek her gün bu yaratışın detaylarına bir adım daha yaklaşıyor. Bunlardan biri de köpek balıklarından yola çıkılarak yapılan araştırmaların ulaştığı nokta...
Denizlerin En Tehlikeli Canlıları Teknolojiye İlham Oluyor
Gemilerin en büyük problemlerinden biri gemi yüzeyine yapışan su yosunları ve midyelerdir. Bunlar hem paslanmayı hızlandırır, hem de suyun geri itme kuvvetini artırır. Bilim adamları bu problemi çözmek için yıllardır çalışmalar yapmaktadırlar.
Almanya Bremen’deki Uygulamalı Bilimler Üniversitesi araştırmacıları bu probleme çok ilginç bir çözüm getirdiler. Pek çok deniz canlısına yapışabilen bu küçük canlıların ilginç bir şekilde, köpek balığı derisine yapışmadıklarını gördüler. Çünkü köpek balığı derisinde bulunan sert pullar bunu engelliyordu. Birbiri üzerinden yalıtım yapan bu pulların altındaki elastiki bir deri de bu sistemi destekliyordu. İşte bilim adamları köpekbalıklarının bu özelliğini örnek alarak silikondan bir deri tasarladılar. Elde edilen sonuç, gemi endüstrisinde yaşanan önemli bir sorunun da çözümü oldu.
Bilim Adamlarını Şaşırtan Performans
* Kuzey Denizinde yapılan deneylerde bu yeni deri örnek alınarak tasarlanan gemi yüzeylerinde %67 daha az midye tespit edildi. Ayrıca 4-5 deniz mili hızla hareket ederken gemiye geçici olarak yapışan bütün organizmalar temizlenmişti.
* Florida Üniversitesi’nden bilim adamları da gemi yüzeyleri için benzer bir kaplama önerdiler. Onlar da köpek balığı derisinden yola çıktılar. Sonuç olarak alglerle yapılan testlerde alg sporlarının yüzeye tutunmalarının %85 oranında engellendiği ortaya çıktı.
* Köpek balıklarının bu ilginç deri yüzeyinin bir diğer özelliği de daha hızlı yüzmelerini sağlamasıdır. Nitekim ünlü bir spor giyim markası yüzücüler için köpekbalığı derisi yüzeyini örnek alarak Fastskin FSII adlı bir ürün geliştirmiştir. Firma bu giysi ile geri itme kuvvetinin %4 oranında azaltıldığını kanıtlamıştır.
* Şu ana kadar gemileri korumak için öne sürülen diğer çözümler net bir sonuç sağlamadı. Bazı çözümlerde ise zehirli boyalar kullanıldı ancak bunlar da çevreye verdiği zarardan dolayı yasaklandı.
Bilim Allah’ın Yarattığı Canlıları Taklit Ederek Gelişiyor
Köpek balıklarının derisi hem yüzmek için uygun hem de asalaklara karşı son derece korumalıdır. Köpek balıklarının kendi derilerindeki muazzam düzene, teknik özelliklerine müdahale edebilmeleri, planlayıp değiştirebilmeleri mümkün müdür? Elbette derisinin farkında bile olmayan bir canlının kendisi için en uygun özelliklerde, hızlı yüzmesine olanak sağlayacak en ideal deriye kendiliğinden sahip olması düşünülemez. Bilim adamlarının yıllar süren araştırmalarının her aşamasında mantık yürütme, akıl ve muhakeme vardır. Öncelikle bir eksiği fark etmiş, sonra bu eksiğin tamamlandığında ne yarar sağlayacağı önceden hesaplanmış, bunun için deneyler yapılmış ve sonunda en uygun tasarıma karar verilerek bilimsel gelişme sağlanmıştır. Oysa köpe kbalıklarının vücutlarında ilk ortaya çıktıkları andan itibaren var olan bu benzersiz yapı, onları kusursuz özellikleriyle yaratan Allah’ın üstün aklının ve ilminin eseridir. Bir ayette Rabbimiz’in üstün ilmi şöyle bildirilmiştir:
"Sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır." (Casiye Suresi, 4)
Biliyor muydunuz?
İri köpek balıkları da denizlerdeki pek çok canlı gibi planktonlarla beslenir. Köpek balıkları, yüzgeçlerini bir filtre gibi kullanır ve deniz suyunu buradan geçirerek planktonları toplar. Kuzey Denizi'nde her Kasım ayında plankton yoğunluğu azaldığı için köpek balıkları besin ararken her zamankinden çok daha fazla enerji harcamak zorunda kalır. Bu nedenle bir süre sonra güçsüz kaldıkları için yemek aramayı bırakıp, dibe çöker ve kış uykusuna yatarlar. Okyanusun derinliklerinde aylarca hareket etmeden ve hiç beslenmeden yaşayabilirler. Bu sırada kalpleri sanki çalışmıyormuş gibi çok yavaş atar. (The Ocean World of J. Cousteau, Quest for Food, s.16)